
ZAKİRİN
Podcast af Zakirin
Kalpler ancak ALLAH'ı (cc) zikretmekle felah ve ferah bulur. (Münhasıran , meşguliyetler esnasında veya seyahatlerde vakti değerlendirmek için Peygamberimizin(SAS), Hulefa-i Raşidin ve Mübarek Meşayihin, Evliyanın (RA) Kulubud Daria da kayıtlı mevsuk-muteber-meşhur duaları,zikirleri,virdleri,beyitleri ve Kurân da ki bir kısım sureler açıklamalarıyla birlikte Anchor Platformundaki FM kanallarından istifadenize sunulmuştur.) Peygamber Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurur: 'Kur'ân okuyan için bir sevap, dinleyen için iki sevap vardır.' Online medya üzerinden dinleyenler de aynı sevabı alırlar inş.
Prøv gratis i 60 dage
99,00 kr. / måned efter prøveperiode.Ingen binding.
Alle episoder
54 episoder
Duâ bir ubûdiyettir; ubûdiyet ise, semerâtı uhreviyedir. Dünyevî maksadlar ise, o nevi duâ ve ibâdetin vakitleridir; o maksadlar, gàyeleri değil. Beliyyelerin istilâsı ve muzır şeylerin tasallutu, bâzı duâların evkàt-ı mahsusalarıdır ki, insan o vakitlerde aczini anlar; duâ ile, niyaz ile Kadîr-i Mutlakın dergâhına ilticâ eder. Eğer duâ çok edildiği halde, beliyyeler def’ olunmazsa, denilmeyecek ki, "Duâ kabul olmadı." Belki denilecek ki, "Duânın vakti, kazâ olmadı." Eğer Cenâb-ı Hak, fazl ve keremiyle, belâyı ref’ etse, nurun alâ nur, o vakit duâ vakti biter, kazâ olur.Demek duâ, bir sırr-ı ubûdiyettir. Ubûdiyet ise, hâlisen livechillâh olmalı. Yalnız aczini izhâr edip, duâ ile Ona ilticâ etmeli; Rubûbiyetine karışmamalı. Tedbîri Ona bırakmalı, hikmetine itimad etmeli, rahmetini ittiham etmemeli. Tüm dünyayı etkisi altına alan Corona virüs münasebetiyle herkesin evlerinde bilfiil ve sosyal medya aracılığı ile grublar halinde yana-yakıla belaların def edilmesi ve şifa niyetiyle edilen dualara iştirak etmek ve katkı sağlamak niyetiyle ; daha önce paylaştığımız ZAKİRİN-33- 1 - ŞİFA TERAPİSİ (Hastalar Risalesi-1) ve ŞİFA (Tahmidiye AR-TR ) DUALARI-1 programımızın devamı olarak , Şifa Ayetlerini,Hadis-i şeriflerde zikredilen bir kısım şifa dua ve tavsiyelerini ve Ustad Bediuzzaman Hz nin yazdığı "musibetzede ve hastalara hakiki bir teselli , manevî bir reçete, ve nâfi’ bir merhem olabilecek yirmi beş devayı içeren 25.Lem'a(Hastalar Risalesi-2-3) ve (Tahmidiye 2-3 ) kısımlarını bu programda paylaşıyoruz. Üstad Hz maddi ve manevi musibetlere ve hastaliklara karşı "Hazreti Ali (ra) Efendimizin ismi azam olarak kendine kabul ettiği Ferd, Adl, Hay, Kayyum, Hakem, Kuddüs altı esmasını, 19 ukdeden oluşan ve bu isimleri şefaatçi ederek duâ ettiği çok tesirli, küllî bir duâ TAHMİDİYYE duâsının pek çok maddî ve manevî olan hastalıklara şifa olduğu belirtilmiştir. Arzu edenler 33. Programımızı dinleyebileceği gibi, bela ve musibetlere karşı daha önce okunan ZAKİRİN-42-BELA ve MUSİBETLERE Karşı Okunacak; Kenz-ül Arş, İmam-ı Azam Ebu Hanife Hz. nin Şifreli Kur'an ayetleri, Hz Geylani (KS) Nasr-Yardım , Tevhidname Dualarıni da dinleyebilir. Bu programdaki duaların fazileti hakkında; Kenzül Arş Duası; Hz. Ali r.a tarafından düzenlendiği, ehlibeyt ve sahabeler tarafından rivayet edildiği bilinen ,asıl sûreti Kur’ân’dan ve hadislerden alınan muazzam hikmetleri sırları ve faziletleri olan bir duadır. Kim ki "Fâtiha’yı, İhlas Süresi’ni, Kâfirun ve Felak ve Nâs Suresi’ni üç kere okuyup sonra da bu duayı okursa Allah onu karşılaştığı bütün varlıkların şerrinden korur ve her türlü hastalıktan, her zalimin şerrinden onu emin kılar ve bütün isteklerini verir" denilen bu duâ metnini bu günlerde Allah’ın merhametine ve şefkatine sığınmak için okuyabiliriz, dinleyebiliriz. KUR’ÂN‐I KERİM’DEN 15 AYET İmam‐ı Âzam Ebû Hanîfe radiyallâhü anhın Kur’ân‐ı Kerim’den seçtiği onbeş ayet hakkında denilmiştirki; her kim bu ayetleri yazıp taşırsa evine, bineğine asarsa, okursa , inşaallah dinlerse paylasirsa bütün zararlı şeylerden emin olur. Ayrıca yabancı dostlarımız için Hastalar risalesinin İngilizce çevirisi ve şifa duaları ve müzükal enstrümanlarla hazırlanan ZAKIRIN-SUFI- 34 - 1- HEALING THERAPY and PRAYERS for GOD and Best Spiritual Songs... programını dostlarımız için paylaşabiliirz

BELVA-İ UMUMİYEDEN SİYANET,İNAYET DUALARI

Allah Teâlâ’nın Kur’an’da kadınları muhatap aldığı birçok ayet vardır. Allah Teâlâ tarafından övülen kadınlardan biri olan “Firavun’un karısı”Müzahim kızı Asiye dir.Rasûlullah (s.a.s) şöyle buyurdu; “Erkeklerden kemale ulaşanlar yaninda Kadınlardan kemale ulaşanlar ise Firavun’un karsı Asiye, İmran kızı Meryem ve Huveylid kızı Hatice’dir.”Hz. İsa gibi büyük bir peygamber “Meryem oğlu İsa” olarak anılmış, Nisa (kadınlar) Suresi ve Meryem Suresi adıyla müstakil sureler yer almış, kadınlar üzerinden bütün insanlara örnekler verilmiştir. Kadınlar, birer şefkat âbidesidir. Başta çocuklarına karşı sergiledikleri şefkat, aynı zamanda Nur mesleğininin de bir esasıdır. “Acz”, “fakr”, “şevk” ve “şükür”den sonra, “tefekkür” tedebbür, teemmül ve bir de “şefkat”. Bunlar, adeta imanın altı rüknü gibi, imana ve Kur’an’a hizmet mesleğinin altı rüknüdür; şefkat de onlardan bir rükündür. Kadınlar, şefkat kahramanlarıdır. Şefkat, Cenâb-ı Hakk’ın Rahmâniyet ve Rahîmiyet’ine mazhariyetin ifadesidir. Bu da dünya ve ukbâda, Cenâb-ı Hakk’ın, bütün mahlukâtı re’feti ile, utûfeti ile -kucaklama tabiri caiz ise- kucaklaması, himaye etmesi, sıyânete alması demektir. Evvelâ onlar, böyle bir mazhariyetlerini, yüksek mazhariyetlerini sergilemiş oluyorlar. Başkalarına karşı şefkatli olmak çok önemlidir. Kimde olursa olsun, şefkat mühimdir; fakat tâife-i nisâda, bu, müzâaf, hatta mük’ab şekilde vardır. Kadınlar, başta çocuklarında bunu gösterirler; dünya kadar meşakkate hayatlarının sonuna kadar katlanirlar Şimdi bu dönemde, kadınlar öncelikle kendi evlatlarına, kendi yakınlarına yönelik o şefkat hislerini, şefkat potansiyellerini bu defa -bir yönüyle- diğer kardeşlerine, mü’min kardeşlerine kullanma için âdetâ yarışıyorlar. Kur’an’ın temel disiplinleri ile, düsturları ile onlar da mücâhede ediyorlar.. nefislerine karşı mücâhede ediyorlar.. din-i mübîn-i İslam’ı neşretme adına mücâhede ediyorlar… Bir araya geliyorlar sohbet-i Cânân ile vakit geçiriyorlar, imanlarını yeniliyorlar. Eşinden/çocuklarından koparılan, hapse atılan veya ıssız bir yerde aile birleşimi bekleyen ya da kendisi nispeten emniyette olsa da bütün elemleri gözyaşlarıyla paylaşıp muavenet-yardimlasma amaçlı vesilelerle imdada koşmaya çalışan günümüzün mazlum ve mağdur kadınları, Hazreti Hatice, Âişe ve Hâcer gibi validelerimizin temsilcileridirler; Allah onları da zayi etmeyecektir; onların katlandıkları mağduriyetlerin ve yaptıkları iyiliklerin de hiçbiri boşa gitmeyecektir inşaalah. Kadın evliyâ`nın büyüklerinden Râbia-i Adviyye Tâbiînden ve hanım evliyanın büyüklerindendir. 714-796 yıllarında Basra’da yaşadı.Hazret-i Râbia, çok oruç tutardı. kıldığı her namazı; “Bu benim son namazımdır” diye huşû ile kılar! hep Allahü teâlâyi zikirle ve tefekküre ibadetle ile meşgul olurdu. Hz Râbia'nın kıymetli sözlerinden bazıları: “İşlediğiniz günahları gizlediğiniz gibi, yaptığınız iyilikleri de gizleyin.” “Sabır insan olsaydı, çok kerîm olurdu.! “Marifetin (Allahü teâlâyı tanımanın) alâmeti, her an O’nu hatırlamaktır.” “Kul Allahü teâlânın sevgisini tattığı zaman, Allahü teâlâ o kulunun kusurlarını kendisine gösterir. Böylece o, başkalarının kusurlarını göremez olur. “ “Bir kimse; “Yâ Rabbi! Benden râzı ol dedi. “Bunu gören hazret-i Râbiâ;” Kendisinden râzı olmadığın (kaza ve kaderine rızâ göstermediğin) bir Zâtın ya’ni Allahü teâlânın, senden râzı olmasını istemeğe utanmıyor musun?” dedi. Çok defa şöyle derdi: “İstiğfâr etmekle kurtulduk sanıyoruz. Halbuki istiğfârımız da (kusurlu ve şartlarına uygun olmadığı için) bir başka istiğfâra muhtaçtır. “ Allah’a ne cehennem korkusu ne de cennet sevgisiyle ibadette bulunurum. Eğer korkudan dolayı amel işlersem kendimi kötü bir ücretli sayarım. Ben O’na aşk ve şevkimden dolayı ibadet ederim” demiştir Bu programda Hz Rabia'nın meşhur seher duası ve Hanım Sahabilerin isimleri ile Dua ve Alvarlı Hz nin Nenni Muhammedim Kasidesini okunacak

·"Ayetlerimizden bir kısmını ona göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haramdan alıp, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâya seyahat ettiren Allah, her türlü noksandan münezzehtir. Şüphesiz ki O herşeyi hakkıyla işiten, herşeyi hakkıyla görendir.” İsrâ Sûresi, 17:1. · Recep ayının 27. gecesinde idrak edilen Miraç Kandili Peygamber efendimiz Hz. Muhammed’in Mescid’i Aksa’dan semaya yükselerek yaptığı hikmet yüklü geceyi ifade ediyor.Hakikat-i Mirac; Zât-ı Ahmediyenin (a.s.m.) merâtib-i kemâlâtta seyr ü sülûkünden ibarettir.. Cenab-ı Hak bütün kemâlât-ı insaniyeyi câmi’, hem bütün tecelliyât-ı İlâhiyeye mazhar, hem bütün tabakat-ı kâinata nazır ve saltanat-ı Rububiyetin dellâlı ve marziyât-ı İlâhiyenin mübelliği ve tılsım-ı kâinatın keşşafı yapmak için, burâka bindirip, berk gibi semâvâtı seyrettirip, kat’-ı merâtip ettirerek, kamervâri menzilden menzile, daireden daireye rububiyet-i İlâhiyeyi temâşâ ettirip, o dairelerin semâvâtında makamları bulunan ve ihvânı olan enbiyayı birer birer göstererek, tâ Kab-ı Kavseyn makamına çıkarmış, ehadiyet ile kelâmına ve rüyetine mazhar kılmıştır. Zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm, İsm-i Âzama mazhardır ve nübüvveti umumîdir ve bütün esmâya mazhardır. Elbette, bütün devâir-i rububiyetle alâkadardır. Elbette o dairelerde makam sahibi olan enbiyalarla görüşmek ve umum tabakattan geçmek, hakikat-i Miracı iktiza ediyor. Zât-ı Kibriyânın saltanat-ı rububiyetini, haşmet-i hâkimiyetini müşahede ederek, o Zâtın marziyâtı ne olduğunu anlamak ve Onun saltanatına dellâl olmak için, .... daire-i âzamiyesinin ünvanı olan Arş-ı Âzamına girecek, tâ Kab-ı Kavseyne, yani imkân ve vücub ortasında Kab-ı Kavseyn ile işaret olunan makama girecek ve Zât-ı Celîl-i Zülcemâl ile görüşecektir ki, şu seyr ü sülûk ise Miracın hakikatidir. Madem Cennette cisim ruh ile beraber gider. Elbette, Cennetü’l-Me’vâ gövdesi olan Sidretü’l-Müntehâya urûc eden1 zât-ı Ahmediye (a.s.m.) ile cesed-i mübarekini refakat ettirmesi ayn-ı hikmettir... · Miraç hakikatinin tüm insanlığa getirdiği hediyeler 1.meyve; zât-ı Ahmediye (a.s.m.)Erkân-ı imaniyenin hakaikini gözle görüp, melâikeyi, Cenneti, âhireti, yetmiş bin perde arkasında Zât-ı Zülcelâli gözle müşahede etmiş. Sultan-ı Ezel ve Ebedin marziyâtını, doğrudan doğruya, Mirac semeresi olarak, hakkalyakîn işitip, getirip beşere hediye etmiştir. 2.hediye;Sâni-i Mevcudat ve Sahib-i Kâinat ve Rabbü’l-Âlemîn olan Hâkim-i Ezel ve Ebedin marziyât-ı Rabbâniyesi olan İslâmiyetin -başta namaz olarak- esasatını cin ve inse hediye getirmiştir ÜÇÜNCÜ MEYVE: Saadet-i ebediyenin definesini görüp, anahtarını alıp getirmiş, cin ve inse hediye etmiştir. Evet, Mirac vasıtasıyla ve kendi gözüyle Cenneti görmüş ve Rahmân-ı Zülcemâlin rahmetinin bâki cilvelerini müşahede etmiş ve saadet-i ebediyeyi kat’iyen, hakkalyakîn anlamış, saadet-i ebediyenin vücudunun müjdesini cin ve inse hediye etmiştir DÖRDÜNCÜ MEYVE: Rüyet-i cemâlullah meyvesini kendi aldığı gibi, o meyvenin her mü’mine dahi mümkün olduğunu müjde vermeiştir . BEŞİNCİ MEYVE:İnsanin, kâinatın kıymettar bir meyvesi ve Sâni-i Kâinatın nazdar sevgilisi olduğu, şu dünya gayet kerîm bir Zâtın misafirhanesi, insanlar dahi Onun misafirleri, memurları, istikbal dahi Cennet gibi güzel, rahmet gibi şirin ve saadet-i ebediye gibi parlak olduğu Mirac ile anlaşılmış ve o meyveyi cin ve inse getirmiştir. · Bu programda Hz Ali'nin evladı kahramalıkta ilim irfan ve ibadet-ü taatte zirvelerde olan Muhammed Hanefiyye Hz nin,Peygamberimize Mi'raçda istikbal ettiği arkasında cemaatle namaz kıldığı büyük peygamberlere atfen Peygamberimize yaptığı selatu slamlarını, Hz Ali RA torunu Zeynelabidin Hz nin yakarışlarını ve günümüzdeki belva-i umumi Corona viriüsü ve tüm belalara karşı tavsiye edilen duaları okuyacağız

"Âyetlerimizden bir kısmını ona göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haramdan alıp, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâya seyahat ettiren Allah, her türlü noksandan münezzehtir. Şüphesiz ki O herşeyi hakkıyla işiten, herşeyi hakkıyla görendir.” İsrâ Sûresi, 17:1. Recep ayının 27. gecesi olan Miraç Kandili Peygamber efendimiz Hz. Muhammed’in Mescid’i aksa’dan semaya yükselerek yaptığı hikmet yüklü geceyi ifade ediyor. Hakikat-i Mirac; Zât-ı Ahmediyenin (a.s.m.) merâtib-i kemâlâtta seyr ü sülûkünden ibarettir.. ...., o abdi, hem bütün kemâlât-ı insaniyeyi câmi’, hem bütün tecelliyât-ı İlâhiyeye mazhar, hem bütün tabakat-ı kâinata nazır ve saltanat-ı Rububiyetin dellâlı ve marziyât-ı İlâhiyenin mübelliği ve tılsım-ı kâinatın keşşafı yapmak için, burâka bindirip, berk gibi semâvâtı seyrettirip, kat’-ı merâtip ettirerek, kamervâri menzilden menzile, daireden daireye rububiyet-i İlâhiyeyi temâşâ ettirip, o dairelerin semâvâtında makamları bulunan ve ihvânı olan enbiyayı birer birer göstererek, tâ Kab-ı Kavseyn makamına çıkarmış, ehadiyet ile kelâmına ve rüyetine mazhar kılmıştır. Zât-ı Ahmediye Aleyhissalâtü Vesselâm, İsm-i Âzama mazhardır 1 ve nübüvveti umumîdir 2 ve bütün esmâya mazhardır. 3 Elbette, bütün devâir-i rububiyet le alâkadardır. Elbette o dairelerde makam sahibi olan enbiyalarla görüşmek ve umum tabakattan geçmek, hakikat-i Miracı iktiza ediyor. ...Zât-ı Kibriyânın saltanat-ı rububiyetini, haşmet-i hâkimiyetini müşahede ederek, o Zâtın marziyâtı ne olduğunu anlamak ve Onun saltanatına dellâl olmak için, .... daire-i âzamiyesinin ünvanı olan Arş-ı Âzamına girecek, tâ Kab-ı Kavseyne, yani imkân ve vücub ortasında Kab-ı Kavseyn ile işaret olunan makama girecek ve Zât-ı Celîl-i Zülcemâl ile görüşecektir ki, şu seyr ü sülûk ise Miracın hakikatidir. Demek hakikat-ı Miraç, bir mucize-i Ahmediye (a.s.m.) ve keramet-i kübrası olduğu ve Miraç merdiveniyle göklere çıkması ile zat-ı Ahmediyenin (a.s.m.) semavat ehline ehemmiyetini ve kıymetini göstermiştir.... ...Madem Cennette cisim ruh ile beraber gider. Elbette, Cennetü’l-Me’vâ gövdesi olan Sidretü’l-Müntehâya urûc eden1 zât-ı Ahmediye (a.s.m.) ile cesed-i mübarekini refakat ettirmesi ayn-ı hikmettir. Miraç hakikatinin tüm insanlığa getirdiği hediyeler,meyveler; 1.meyve; zât-ı Ahmediye (a.s.m.)Erkân-ı imaniyenin hakaikini gözle görüp, melâikeyi, Cenneti, âhireti, yetmiş bin perde arkasında Zât-ı Zülcelâli gözle müşahede etmiş.Sultan-ı Ezel ve Ebedinmarziyâtını, doğrudan doğruya, Mirac semeresi olarak, hakkalyakîn işitip, getirip beşere hediye etmiştir.kâinatı ve bütün zîşuuru sevindirip mesrur etmiş. 2.meyve;Sâni-i Mevcudat ve Sahib-i Kâinat ve Rabbü’l-Âlemîn olan Hâkim-i Ezel ve Ebedin marziyât-ı Rabbâniyesi olan İslâmiyetin -başta namaz olarak- esasatını cin ve inse hediye getirmiştir ÜÇÜNCÜ MEYVE: Saadet-i ebediyenin definesini görüp, anahtarını alıp getirmiş, cin ve inse hediye etmiştir. Mirac vasıtasıyla ve kendi gözüyle Cenneti görmüş ve Rahmân-ı Zülcemâlin rahmetinin bâki cilvelerini müşahede etmiş ve saadet-i ebediyenin vücudunun müjdesini cin ve inse hediye etmiştir DÖRDÜNCÜ MEYVE: Rüyet-i cemâlullah meyvesini kendi aldığı gibi, o meyvenin her mü’mine dahi mümkün olduğunu cin ve inse hediye getirmiştir .BEŞİNCİ MEYVE:İnsanin, kâinatın kıymettar bir meyvesi ve Sâni-i Kâinatın nazdar sevgilisi olduğu, Mirac ile anlaşılmış ve o meyveyi cin ve inse getirmiştir... Bu programda Hz Alinin evladi dönemin büyük âlimleri arasında sayılan Hz. Osman, Ammâr b. Yâsir, Ebû Hüreyre ve diğer sahâbîlerden hadis nakleden Muhammed b. Hanefiyye Hz nin Peygamberimizin Miraç da imamlık yaptığı peygamberlere atfen ve Efendimize yaptığı mükemmel salat-u salamlarını ve Hz Ali nin torunu İmam Zeynelabidin Hz nin yanık yakarışlarını ve Coranos virus ve tüm belalara karşı önerilen duaları okuyacağız.
Prøv gratis i 60 dage
99,00 kr. / måned efter prøveperiode.Ingen binding.
Eksklusive podcasts
Uden reklamer
Gratis podcasts
Lydbøger
20 timer / måned