Otomatik Portakal I Mini Podcasts

Otomatik Portakal'ın bu haftaki bölümünde uzun süre videographer olarak içerik ürettiğim bir mecra olan YouTube'dan bahsedeceğim. Bir YouTube videosu nasıl çekilmeli, aydınlatma nasıl olmalı, thumbnail nedir, izlenmeleri ne etkiler ve buna benzer daha birçok sorunun cevabı bu bölümde.

Uzuuuun bir aradan sonra yeniden sahalara geri döndüm! Otomatik Portakal'ın bu bölümünde YKS'den yeni çıkmış ve tercih dönemi yaklaşmış olan arkadaşlarımız için Radyo, Televizyon ve Sinema bölümleri hakkında kişisel deneyimlerimi paylaştım. Neden bu kadar ara verdim, RTS tercih edersek neler yapabiliriz, üniversitede yaptığımız tercihler hayatımızın en önemli tercihleri midir bu soruların cevabını bu bölümde bulabilirsiniiiz. İyi dinlemeleeer! :)

Gerek yayınlanan haberlerin kadına bakış açısında, gerek dolaşıma sokulan içeriğin dilinde, gerekse medyada aktif olarak görev alan kadınların statüsünde, kadının ikincil konumu asla değişmiyor. Bu bölümde içimde kocaman bir yara olan kadın-erkek ayrımcılığından, benim, yakın çevremin ve diğer hemcinslerimin yaşadığı bazı olaylardan bahsedeceğim. Podcastte bahsi geçen kılavuzu bu linkten inceleyebilirsiniz: https://tgc.org.tr/images/kadin_ve_medya_kilavuz.pdf [https://tgc.org.tr/images/kadin_ve_medya_kilavuz.pdf]

Şimdi onlar alt yazılı izlesin kampanyasını gördük hepimiz. İyi güzel alt yazılı izlesinler de önemli olan onların alt yazılı izlemesi değil, iyi içerik izlemesi. 50 m2, “Leyla ile Mecnun” gibi bir efsaneyi kaleme alan Burak Aksak’tan çıktığına inanamadığımız bir yapım. Kurgusunu ve sinematografisini çok beğensem de hikaye yine dönmüş dolaşmış iyi kötü savaşında kötü, yakışıklı ve kaslı bir adamın saf iyilerin bulunduğu mahalleye yolunun düşmesi ve ona kapısını açan muhtarın güzel kızına aşık olma ve değişme hikayesine dönmüş nasıl olmuşsa. Otomatik Portakal bu bölümde 50 m2 1. sezonunu inceledi.

Merhabalar herkese, Hilal ben. Otomatik Portakal podcast programına hepiniz hoşgeldiniz. Bu bölümde "post-truth" kavramından bahsettim. Siz Twitter’da gördüğümüz twitlerin tamamına inanıyor musunuz? YouTube’daki videolarda söylenenler, Facebook’ta paylaşınlar, Whatsapp gruplarında konuşulanlar... Sosyal medya hesaplarında "klavye başında ya da kamera karşısında" söylenenlerin, takipçilerle paylaşılanların bir çoğuna inanmıyoruz. Çünkü güvenmiyoruz. Gerçek mi? Bilemiyoruz. Çeşitli kaygılarla halkın duyguları ve algıları yönetiliyor, manipüle ediliyor. Bu yaüzden zaten enformasyon kirliliği dediğimiz olay ortaya çıkıyor ve kaynağı olmayan hiçbir içeriğe inanmak istemiyoruz. Kanıt arıyoruz. Hatta bazen kanıtların da kanıtlanmasını istiyoruz. İşte Post-truth yeni medyada tam olarak böyle bir şey!