
Klasik Düşünce Okulu
Podkast av Klasik Düşünce Okulu
Klasik Düşünce Okulu (KDO), İslam düşüncesinin kurucu eserlerinin Türkçe işlendiği bir yazı okuludur. Okulumuzda verilen bütün derslerin podcast kayıtları burada paylaşılmaktadır.
Tidsbegrenset tilbud
3 Måneder for 9,00 kr
Deretter 99,00 kr / MånedAvslutt når som helst.
Alle episoder
226 Episoder
Söyleşi 26 Aralık Perşembe günü 14.30'da, İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Büyük Konferans Salonu'nda gerçekleşmiştir. Oturum Başkanı: Ahmet Erhan Şekerci Konuşmacılar: Ömer Türker - Ekrem Demirli - M. Cüneyt Kaya

Program 21 Aralık 2024 Cumartesi günü 13.00'te, Klasik Düşünce Okulu Afganlılar Tekkesi'nde gerçekleşmiştir. Ferruh Özpilavcı: İslam Felsefesinde "Doğruluk" Ömer Türker: İslam Felsefesinde "Hariç" Ekrem Demirli: Tasavvufta "Hariç"

Söyleşi 12 Aralık Perşembe günü 12.30'da, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Ahmet Keleşoğlu İlahiyat Fakültesi, Nezahat Keleşoğlu Konferans Salonu'nda gerçekleşmiştir. Oturum Başkanı: Kamil Güneş Konuşmacılar: Ekrem Demirli - Ömer Türker - Eşref Altaş

Söyleşi "Aksiyon: Edebiyat ve Fikir Kulübü"nün katkılarıyla 4 Aralık Çarşamba Günü 14.30'da, Marmara Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Raşit Küçük Konferans Salonu'nda gerçekleşmiştir. Oturum Başkanı: Rahim Acar Konuşmacılar: Tahsin Görgün - Ekrem Demirli - Ömer Türker

Bu derste, İslam düşüncesinin tarihsel gelişim süreci ve kültürel karşılaşmaların İslam’ın yapısında ve düşünce tarzında yarattığı dönüşümler ele alınmaktadır. Ders, “İslam Düşüncesine Giriş” başlığı altında, İslam'ın Hicaz dışındaki coğrafyalara yayılması ile başlayan süreçte yaşanan değişimleri, özellikle tasavvuf merkezli bir yaklaşımla incelemeye yönelmektedir. 1. Post-Hicaz Dönemi ve Kavramsal Çerçeve: o "Post-Hicaz" kavramı, İslam’ın Hicaz dışında, özellikle Doğu Akdeniz’de karşılaştığı farklı kültürel unsurlarla etkileşime girdiği bir dönemi ifade eder. Bu süreç, İbn Haldun'un terimleriyle "bedavet" ve "umran"ın, yani göçebe ve yerleşik toplumların karşılaşması olarak değerlendirilebilir. İslam, bu etkileşimle birlikte kendi içinde dönüşüme uğramış, yeni sosyal yapılar, fetvalar ve örfler üzerinden yeni yorumlar ortaya çıkmıştır. 2. Merkezileşme ve Arap Pragmatizmi: o İslam’ın bir merkezi yönetim yapısına geçişi, bu dönemde yaşanan önemli bir gelişmedir. Emeviler döneminde başlayan ve Abbasiler ile devam eden bu süreçte, Arap siyaset aklı ve pragmatizmi büyük bir rol oynamıştır. Bu merkezileşme, İslam dünyasında siyaset, hukuk, felsefe ve bilim alanlarında yeni kurumsal yapıların oluşmasını sağlamış; devlet yönetiminde dini unsurların yanı sıra farklı siyasi unsurlar da etkili olmuştur. Bu dönem, İslam toplumunun içindeki ahlaki ve dini sorgulamalara yol açmış; merkezi yönetimin ve aristokratik yapıların dinle ilişkisinde farklı eleştiriler ortaya çıkmıştır. 3. Dil ve Bilimlerin Derlenmesi: o İslam’ın merkezileşmesi ile birlikte Arap dili de sistematik bir biçimde derlenmiş, gramer ve sözlük çalışmaları yapılmıştır. Bu süreç, sadece dilin korunmasını değil, aynı zamanda düşünce sistemlerinin temellerini de atmıştır. Arapçanın ortak bir düşünme kalıbı olarak yerleşmesi, İslam bilimlerinin gelişimine büyük katkı sağlamıştır. Bu çerçevede, fıkıh, hadis, kelam gibi İslami bilimlerin sistematik yapısının oluşturulması; metodolojik bir bütünlük kazanmaları sağlanmıştır. Bu durum, İslam toplumunda dil ve bilimlerin, sosyal yapılar ve merkezi yönetimle nasıl uyumlu hale getirildiğini gösterir. 4. Teolojik Tartışmaların Başlangıcı: o Bu dönemde İslam toplumunda kader ve insan iradesi gibi konular üzerinden teolojik tartışmalar başlamıştır. Hasan-ı Basri'nin kader risalesi, bu tartışmaların erken dönem örneklerinden biridir ve “Post-Hicaz” süreciyle birlikte İslam toplumunun farklı bir düşünce tarzına yöneldiğini gösterir. İnsan özgürlüğü ve sorumluluğu üzerine başlayan bu tartışmalar, Mutezile ve Sünni gelenek arasında büyük fikir ayrılıklarına yol açmış; İslam düşüncesinde teolojinin ana meselelerinden birini teşkil etmiştir. 5. Ehl-i Hadis ve Ehl-i Rey Ayrımı: o İslam toplumunda hadislere dayanan Ehl-i Hadis geleneği ile rey, yani akıl ve yöntemciliğe dayanan Ehl-i Rey geleneği arasında bir ayrışma yaşanmıştır. Ehl-i Hadis geleneği, rivayetlere sadık kalmayı ve dış etkilerden kaçınmayı savunurken; Ehl-i Rey geleneği, akıl ve yorum kullanarak İslami hükümler çıkarmaya önem vermiştir. Bu iki gelenek arasındaki gerilim, İslam düşüncesinin erken dönemlerinde bilim ve bilgi üretme süreçlerinde metodolojik tartışmaların ortaya çıkmasına neden olmuştur. İmam Buhari gibi hadis alimlerinin çalışmaları, bu metodolojik farklılıkların İslam düşüncesinde nasıl yankı bulduğunu gözler önüne sermektedir. 6. Mutezile Hareketi ve Teolojik Ayrışma: o Vasıl bin Ata'nın "El-Menzile Beynel Menzileteyn" (iki konum arasında bir konum) ilkesi ile Hasan-ı Basri’den ayrılması, Mutezile hareketinin başlangıcı olarak kabul edilir. Bu ayrışma, İslam düşüncesinde insan iradesi, sorumluluk ve Tanrı’nın iradesi gibi temel konularda radikal tartışmalara yol açmış; Mutezile ekolü, İslam’ın akılcı yorumunu savunan bir çizgi olarak öne çıkmıştır. Bu teolojik ayrışma, İslam düşüncesinde geleneksel rivayet ile akıl arasında metodolojik bir kırılmaya işaret eder. ________________________________________ Bu dersin ana hatları, İslam düşüncesinin "Post-Hicaz" süreci ile birlikte nasıl evrildiğini, merkezi yönetimin ve Arap pragmatizminin etkilerini, dilin ve bilimlerin derlenmesini, teolojik ve metodolojik ayrışmaları kapsamaktadır. İslam’ın farklı coğrafyalarla karşılaşması sonucu ortaya çıkan sosyal, siyasi ve entelektüel dönüşüm, İslam düşüncesinin kendi içindeki gelişimini ve farklı ekollerin oluşumunu hazırlayan temel bir süreç olarak sunulmaktadır.
Tidsbegrenset tilbud
3 Måneder for 9,00 kr
Deretter 99,00 kr / MånedAvslutt når som helst.
Eksklusive podkaster
Uten reklame
Gratis podkaster
Lydbøker
20 timer i måneden