Höre TEDx İstanbul

Gazeteci Aslı Şafak, verdiği beklenmedik örneklerle birey olmanın ne demek olduğunu sorguluyor. Yanan ağaçlar yerine ülkede dırdır ağaçları diktiğimizi söyleyen Şafak, hepimizin birer gönüllü kul olduğunu bizlere bir kere daha hatırlatıyor.   Gazeteci bir babanın kızı olarak dünyaya geldi. Armut dibine düştü, gazeteci oldu. Uzman gazeteci olmak istedi, Mülkiye’de ekonomi okudu. Okurken çalışmaya başladı. Önce gazetelerin, ardından televizyonların rahleyi tedrisinden geçti. Uzun yıllar Ankara’da muhabirlik yaptı, haber programları hazırladı, sundu. Ülkeyi yönetenlerle röportajlar gerçekleştirdi. 7 yıl Londra’da yaşadı, köşe yazdı. 2010 yılından bu yana İstanbul’da, Bloomberg HT televizyonunda ekonomi anlatıyor. Anlatmaya radyoda da devam ediyor. Üniversitede ekonomi dersleri veriyor. Ekonominin korkulacak bir şey olmadığını göstermek için çabalıyor. Sayının Namusu ve Bana Bana Hep Bana kitaplarının yazarıdır.

Dr. Gülseren Budayıcıoğlu, kader motifinin doğduğumuz evden başlayarak yavaş yavaş oluştuğunu, bu yüzden eninde sonunda çocukken aldığımız yaraların bizi götürdüğü yere gittiğimizi anlatıyor. "En çok yaralayanlar, en çok yara alanlardır" diyor ve bu motifi hep birlikte tanıyarak hem kendi kaderimizi hem de çocuklarımızın kaderini değiştirebileceğimizi gözler önüne seriyor.  *** Gülseren Budayıcıoğlu, 1947 yılında Ankara’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini TED Ankara Koleji'nde tamamladı. 1966 yılında Ankara Üniversitesi, Tıp Fakültesi'ne girdi. Önce TRT Ankara Radyosu’nda, daha sonra da TRT televizyonunda, kadrolu spiker ve sunucu olarak görev yaptı. 1972’de Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Hacettepe Üniversitesi Psikiyatri Bölümünde uzmanlık eğitimine başladı. 07.03.2005 tarihinde Ankara'nın ilk özel psikiyatri merkezi olan Madalyon Psikiyatri Merkezi’ni kurdu. Sonrasında "Günahın Üç Rengi", “Hayata Dön”, “Kral Kaybederse” adlı kitaplarını yayımladı.

Semra Çetinkaya, geçirdiği bir trafik kazasında yanlış ilk yardım sonucu değişen hayatını ve ona nasıl uyum sağladığını bizlerle paylaşıyor. "Dışarıda o kadar kötü insan varken neden ben?" diyerek bu durumunu sorguladığını belirten Çetinkaya, altını çizmeye çalıştığımız şeylerin üstünü çizmeyi de öğrenmemiz gerektiğini bizlere hatırlatıyor.    02.01.1962 İstanbul doğumlu olan Semra Çetinkaya öğretimini Almanya’da tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönmüş ve sigorta acenteliği açarak profesyonel iş hayatına atılmıştır. 1994 yılında Adana’da iş seyahati sırasında geçirmiş olduğu trafik kazasından sonra yanlış ilk yardım neticesinde omurilik felçlisi olmuş ve yaşamını engelli bir birey olarak devam ettirmek zorunda kalmıştır. 1998 yılında kurulan Türkiye Omurilik Felçlileri Derneğinin de kurucularından olan Semra Çetinkaya engelli hakları konusunda birçok çalışma yapmış, önlenebilir kazalar ve empati yoksunluğu konusunda eğitimler vermiş, ulusal ve uluslar arası projelerde görevler üstlenmiştir. İki çocuk annesi olan Semra Çetinkaya şu anda halen Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’nde Genel Başkan Yardımcılığı yapmaktadır.

Çocukluğundan bugüne uzanan hayat yolculuğunu paylaşan Gülben Ergen, antenlerini açtığında gördüklerini, yaşadıklarını hayalleri üzerinden anlatıyor. Her türlü şiddeti iletişim dili yapanlara karşı, “Kapayın kulaklarınızı,” diyor ve "Çalışana ve üretene birşey olmaz" diye ilave ediyor. Gülben Ergen’in yetenek ve çalışmayla yola devam ettiğinde Çocuklar Gülsün Diye Derneği’ni kurmasını ve 40 Anaokulu’nun köklerini toprağa salmasını dinleyerek altüst edici deneyimlere karşı yola devam etmenin önemini hatırlıyoruz.   İstanbul'da doğan Gülben Ergen, kariyerine ilk adımı katıldığı Hürriyet Sinema Güzeli yarışmasında ikinci olmakla attı. “Biz Ayrılamayız” ve “Deniz Yıldızı” filmlerinde oynadı. “Hanımın Çiftliği” kariyerinin ilk dizisi oldu. “İki Kız Kardeş”, “Yol Palas Cinayeti”, “Fırat”, “Marziye”, “Dadı” dizileriyle izleyicinin beğenisini kazandı. 10 albüm ve 8 single ile Türk pop müziğine sevilen şarkılar kazandırdı. En Çok Satan Albüm; En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Sosyal Sorumluluk Projesi ve şarkıları ile Altın Plak alan sanatçı, birçok televizyon programı yaparak ekranların başarılı isimlerinden biri oldu. “Gülben’den Masallar” ve 100.000 adet satışa ulaşan “Öğrendim ki” adlı iki kitabı bulunan Gülben Ergen, iki yıl boyunca Hürriyet Gazetesi / Kelebek ekine yazılar yazdı. Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri olan okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak ve ihtiyacı olan uzak köylere anaokulu yapmak için Çocuklar Gülsün Diye Derneği’ni kurdu ve halen başkanlık görevini yürütmektedir

Kıvanç Talu, sosyal medyanın insan üzerine etkilerini mizahi bir biçimde bizimle paylaşıyor. "Sosyal medya benim oyun alanım, birinin hayatında neyi değiştirecek ki" diye düşünürken bir mesajla tüm düşünceleri alt üst olan Talu, "İnsanları birazcık daha mutlu eden şeyler paylaşın" diyerek "Mutluluğa en çok muhtaç olduğumuz bir devirde doğduğumuzu" bizlere hatırlatıyor.    1988 yılında Ankara’da doğdu. Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun olduktan sonra 2007 yılında Alametifarika’da reklam yazarı olarak çalışmaya başladı. Ardından pek çok farklı ajansta kariyerini devam ettirip, 2016 yılında C-Section’ın kreatif direktörlüğü görevinden ayrılıp oyunculuk, seslendirme ve sosyal medya alanlarında bireysel olarak çalışmaya başladı. Bunun yanı sıra 2015 yılından bu yana Var Böyle Tipler adlı Instagram sayfasını yönetiyor.